İzinsiz Fotoğraf Paylaşımı ve Cezası

İzinsiz Fotoğraf Paylaşımı ve Cezası

Günümüzün dijital çağında, internet ve sosyal medya platformları, insanların fotoğraf ve videoları paylaşmaları için mükemmel birer araç haline geldi. Ancak bu kolaylık, bazı insanların izinsiz olarak başkalarının özel fotoğraf ve videolarını paylaşma kötü niyetini teşvik etmektedir. İzinsiz fotoğraf paylaşımı suçu, bu tür durumları ele almaktadır ve hem hukuki hem de etik açıdan ciddi sonuçlar doğurabilir.

İzinsiz fotoğraf paylaşımı, bir kişinin izni olmadan özel, kişisel veya mahrem bir içeriğin internet veya diğer medya araçlarıyla paylaşılması anlamına gelir. Bu içerikler genellikle kişinin mahremiyetini ihlal eden cinsel içerikler, kişisel bilgiler, özel yaşam anıları veya hassas bilgilere dayalı olabilir. İzinsiz fotoğraf paylaşımı, çoğu yargı sisteminde suç olarak kabul edilmekte ve cezalandırılmaktadır.

İzinsiz Fotoğraf Paylaşımının Cezası

İzinsiz fotoğraf paylaşımı suçu, yargı sistemlerinde farklı cezai yaptırımlarla ele alınabilir. Cezalar, yerel yasal düzenlemelere, suçun ciddiyetine ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. Ancak genellikle izinsiz fotoğraf paylaşımı, aşağıdaki cezai yaptırımları içerebilir:

  1. Para Cezası: İzinsiz fotoğraf paylaşımı suçunu işleyenler, mahkeme tarafından para cezasına çarptırılabilirler. Cezanın miktarı, suçun şiddetine ve yerel yasalara göre değişebilir.
  2. Hapis Cezası: Bazı yargı sistemleri, izinsiz fotoğraf paylaşımı suçunu işleyenleri hapis cezasıyla cezalandırabilir. Hapis cezasının süresi, suçun ciddiyetine bağlı olarak değişebilir.
  3. Tazminat: Mağdur olan kişiler, hukuki yollara başvurarak maddi ve manevi tazminat talep edebilirler. Bu, suçu işleyen kişinin mağdura zarar verdiği durumlarda uygulanabilir.
  4. Sosyal Sonuçlar: İzinsiz fotoğraf paylaşımı suçu, suçlu kişinin sosyal ve hukuki sonuçlarla karşılaşmasına neden olabilir. Özellikle sosyal medya platformları, suçlu kişinin hesaplarını askıya alabilir veya kapatabilir.

İzinsiz fotoğraf paylaşımı suçunu önlemek ve bilinçlendirmek son derece önemlidir. İnternet kullanıcıları, özel ve kişisel bilgilerini paylaşırken dikkatli olmalı, güvenilir güvenlik önlemleri almalı ve mahremiyetlerini korumak için gerekli tedbirleri almalıdırlar. Ayrıca, bu tür suçların ciddiyeti hakkında toplumda farkındalık yaratmak da önemlidir.

Sosyal Medyada (Facebook, Twitter, İnstagram) İzinsiz Fotoğraf Paylaşımı 

Günümüzde dijital iletişim teknolojisinin hızla gelişmesi, insanların sosyal medya platformları aracılığıyla birbirleriyle iletişim kurmalarını ve içerik paylaşmalarını kolaylaştırmıştır. Ancak bu kolaylık, bazı kişilerin izin almadan başkalarının mahremiyetini ve kişisel haklarını ihlal etmelerine yol açmıştır. Bu makale, sosyal medya platformlarında izinsiz fotoğraf paylaşımı suçunu inceleyerek bu tür eylemlerin yasal sonuçlarını ele alacaktır.

Sosyal Medyada İzinsiz Fotoğraf Paylaşımı Suçu 

Sosyal medyada izinsiz fotoğraf paylaşımı suçu, bir kişinin izni olmadan özel, mahrem veya rahatsız edici nitelikteki fotoğraf veya videoları, sosyal medya platformları gibi dijital iletişim araçlarıyla paylaşma eylemini tanımlar. Bu tür içerikler, genellikle kişinin mahremiyetini ve onurunu zedeler ve kişisel haklarına saldırı niteliği taşır.

Sosyal Medyada İzinsiz Fotoğraf Paylaşımı

Sosyal medya platformları, dünya genelinde milyonlarca kullanıcıya fotoğraf ve bilgi paylaşma imkanı sunuyor. Ancak bu kolay erişim ve paylaşım özgürlüğü, bazı kişilerin izin almadan başkalarının mahremiyetini ihlal etmelerine neden oluyor. Sosyal medyada izinsiz fotoğraf paylaşımı suçu, bu tür eylemleri ele almaktadır ve yasal sonuçları ciddi olabilir.

Sosyal medyada izinsiz fotoğraf paylaşımı, bir kişinin izni olmadan kişisel, mahremiyeti ihlal eden veya rahatsız edici nitelikteki fotoğrafları veya videoları paylaşma eylemini tanımlar. Bu tür içerikler genellikle kişinin mahremiyetini, onurunu veya itibarını zedeler ve potansiyel olarak hukuki yaptırımları gerektirir.

Sosyal medyada izinsiz fotoğraf paylaşımı suçu, yasal düzenlemelere ve yerel yargı sistemlerine göre değişen cezai yaptırımlara tabi tutulur.

İzinsiz Fotoğraf Paylaşma Suçu İzinsiz Fotoğraf Paylaşmanın Cezası
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Türk Ceza Kanunu’nun 134/2. maddesi gereğince, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası
Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme Suçu Türk Ceza Kanunu’nun 136. maddesi uyarınca, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası
Şantaj Suçu Türk Ceza Kanunu’nun 107. maddesi gereğince, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ve beş bin güne kadar adli para cezası
Müstehcenlik Suçu Türk Ceza Kanunu’nun 226/5. maddesi uyarınca altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ve beş bin güne kadar adli para cezası

Sosyal medyada izinsiz fotoğraf paylaşımı suçu, hukuki ve etik açıdan ciddi sonuçlara yol açabilen bir suçtur. Bu suçu işleyenler yasal yaptırımlarla karşı karşıya kalabilirler ve mağdurlar haklarını arayabilirler. Toplumun bu tür suçlara karşı dikkatli olması ve bilinçli davranması önemlidir.

İzinsiz Fotoğraf Paylaşımının Basın ve Yayın Yoluyla Yayımlanması

İnternet ortamında kişilerin izni olmadan fotoğraflarının paylaşılması, özellikle basın ve yayın yoluyla yayımlanması, kişilik haklarının ihlali olarak değerlendirilebilir. Bu yazıda, izinsiz fotoğraf paylaşımının hukuki sonuçları ve başvuru yolları üzerinde duracağız.

İzinsiz Fotoğraf Paylaşımının Yasal Niteliği

Kişilerin fotoğraflarının izni olmadan paylaşılması, Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan “kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” hakkını ihlal eder. Ayrıca, Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesine göre, “kişi, kendisine ait olan veya üzerinde tasarruf yetkisi bulunan resimleri, sesleri veya görüntüleri başkası tarafından ifşa edilmesini istemiyorsa, bunların yayımlanmasını önlemeye yetkilidir.” Bu maddeye göre, kişi, fotoğrafının izinsiz olarak yayımlanmasını önlemek için dava açabilir.

İzinsiz Fotoğraf Paylaşımının Basın ve Yayın Yoluyla Yayımlanması

Basın ve yayın yoluyla izinsiz fotoğraf paylaşımı, daha ağır sonuçlar doğurabilir. Basın Kanunu’nun 4. maddesine göre, “basın yoluyla işlenen suçlarda failin cezası yarı oranında artırılır.” Ayrıca, Basın Kanunu’nun 25. maddesine göre, “basın yoluyla kişilik haklarına saldırıda bulunanlar hakkında Türk Medeni Kanunu’nun 58. maddesi uyarınca manevi tazminat davası açılabilir.” Bu maddeye göre, kişi, basın yoluyla izinsiz fotoğrafının yayımlanması nedeniyle manevi zarara uğradığını iddia ederek tazminat talep edebilir.

İzinsiz Fotoğraf Paylaşımına Karşı Başvuru Yolları

İzinsiz fotoğraf paylaşımına karşı başvuru yolları şunlardır:

  • Ceza davası: Kişi, fotoğrafının izinsiz olarak paylaşılması nedeniyle Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesinde düzenlenen “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçundan dolayı fail hakkında ceza davası açabilir. Bu suçun cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.
  • Hukuk davası: Kişi, fotoğrafının izinsiz olarak paylaşılması nedeniyle Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesine göre failden yayımın durdurulmasını ve fotoğrafların imha edilmesini talep edebilir. Ayrıca, Türk Medeni Kanunu’nun 58. maddesine göre failden manevi tazminat isteyebilir.
  • Özel Başvuru: Kişi, fotoğrafının izinsiz olarak paylaşıldığı internet sitesinin kapatılması için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) başvurabilir. BTK, başvuruyu değerlendirerek internet sitesinin erişim engellenmesine karar verebilir.

İnternet ortamında kişilerin izni olmadan fotoğraflarının paylaşılması, kişilik haklarını ihlal eden bir eylemdir. Bu eylem basın ve yayın yoluyla gerçekleştirildiğinde daha ağır sonuçlar doğurabilir. Kişi, izinsiz fotoğraf paylaşımına karşı ceza, hukuk ve idari başvuru yollarını kullanabilir.

Uygunsuz Görüntülerin Yayınlanmasıyla Özel Hayatın Gizliliğini Suçu ve Cezası

İnternet ortamında kişilerin özel hayatına ilişkin görüntülerin izinsiz olarak yayınlanması, hem mağdurların psikolojik ve sosyal açıdan zarar görmesine hem de toplumun ahlaki değerlerinin zedelenmesine neden olmaktadır. Bu nedenle, bu tür eylemlerin cezalandırılması gerekmektedir.

Uygunsuz görüntülerin yayınlanması suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 136. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, “Kişilerin özel hayatına ilişkin ses veya görüntülerini, hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Bu suçun oluşması için şu unsurların bulunması gerekir:

– Failin, kişilerin özel hayatına ilişkin ses veya görüntülerini ifşa etmesi,
– Bu ses veya görüntülerin hukuka aykırı olarak elde edilmiş veya yayınlanmış olması,
– Mağdurun rızasının bulunmaması,
– Ses veya görüntülerin başkalarına ulaştırılması veya kamuya açıklanması.

Suçun Cezası ve Yargılama Usulü

Uygunsuz görüntülerin yayınlanması yoluyla özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasını gerektirmektedir. Ancak, bu ceza, suçun niteliği, failin kastı, mağdurun zararı ve toplumun tepkisi gibi hususlar dikkate alınarak artırılabilir veya indirilebilir. Ayrıca, fail hakkında, meslekten veya kamu görevinden yasaklama, adli para cezası veya güvenlik tedbirleri gibi ek cezalar da verilebilir.

Uygunsuz görüntülerin yayınlanması suçu, şikayete bağlı bir suçtur. Yani, mağdurun şikayetçi olması halinde soruşturma ve kovuşturma yapılabilir. Şikayet süresi ise, suçun işlendiği tarihten itibaren altı aydır. Şikayet edilen fail ise, tutuklama veya adli kontrol tedbirleri ile yargılanabilir.

Uygunsuz Görüntülerin Yayınlanmasıyla Özel Hayatın Gizliliğini Suçunun Şantaj Suçu ile Beraber İşlenmesi Durumu

Günümüzde sosyal medya ve internet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte, kişilerin özel hayatına ilişkin görüntülerin izinsiz olarak yayınlanması gibi durumlar da artmıştır. Bu durum, hem özel hayatın gizliliğini ihlal eden hem de şantaj suçu oluşturan bir eylemdir. Bu makalede, uygunsuz görüntülerin yayınlanmasıyla özel hayatın gizliliğini suçunun şantaj suçu ile beraber işlenmesi durumunu hukuki açıdan inceleyeceğiz.

Özel Hayatın Gizliliğini Suçunun Tanımı ve Unsurları

Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesine göre, “Kişiler arasındaki konuşmaları, dinleme cihazları ile dinleyen veya kayda alan kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kişiler arasındaki konuşmaların, dinleme cihazları ile dinlenmesi veya kayda alınması suretiyle elde edilen verileri, hukuka aykırı olarak başkasına veren veya ifşa eden kimse, üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal edebilecek nitelikteki ses veya görüntülerini izinsiz olarak kaydeden kimse, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu şekilde elde edilen ses veya görüntüleri hukuka aykırı olarak başkasına veren veya yayınlayan ya da ele geçiren kimse, üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Bu maddeye göre, özel hayatın gizliliğini suçunun oluşması için şu unsurların bulunması gerekir:

  1. Failin, kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal edebilecek nitelikteki ses veya görüntülerini izinsiz olarak kaydetmesi, hukuka aykırı olarak başkasına vermesi veya yayınlaması ya da ele geçirmesi.
  2. Mağdurun, failin eyleminden habersiz olması veya rızası bulunmaması.
  3. Failin eyleminin, mağdurun özel hayatının gizliliğini ihlal etmesi.

Şantaj Suçunun Tanımı ve Unsurları

Türk Ceza Kanunu’nun 107. maddesine göre, “Bir kimseye kendisine veya başkasına ait bir sır, utanılacak bir durum veya gerçek olmayan bir suç isnadını açıklamakla tehdit ederek menfaat sağlamaya çalışan kimse, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Bu maddeye göre, şantaj suçunun oluşması için şu unsurların bulunması gerekir:

  1. Failin, mağdura kendisine veya başkasına ait bir sır, utanılacak bir durum veya gerçek olmayan bir suç isnadını açıklamakla tehdit etmesi.
  2. Failin tehdidinin gerçekleştirilebilir olması ve mağduru korkutması.
  3. Failin tehdidiyle menfaat sağlamaya çalışması.
  4. Mağdurun failin tehdidine boyun eğmesi.

Yukarıda belirttiğimiz gibi, kişilerin özel hayatına ilişkin görüntülerin izinsiz olarak yayınlanması, hem özel hayatın gizliliğini suçunu hem de şantaj suçunu oluşturabilir. Bu durumda, failin cezai sorumluluğu Türk Ceza Kanunu’nun 44. maddesine göre, “Birden fazla fiilin icrasıyla birden fazla suçun oluşması halinde, fail hakkında her bir suçtan dolayı ayrı ayrı ceza hükmolunur. Ancak, bu fiillerden biri diğerinin vasıtası veya neticesi ise, sadece vasıta veya netice olan fiilden dolayı verilecek ceza uygulanır.”

Bu maddeye göre, eğer fail, mağdurun özel hayatına ilişkin görüntülerini izinsiz olarak kaydetmekle kalmayıp, bunları yayınlamakla tehdit ederek menfaat sağlamaya çalışırsa, bu durumda sadece şantaj suçundan cezalandırılır. Çünkü bu durumda, özel hayatın gizliliğini suçunun şantaj suçunun vasıtası olduğu kabul edilir. Ancak, eğer fail, mağdurun özel hayatına ilişkin görüntülerini izinsiz olarak kaydettikten sonra bunları yayınlar veya başkasına verirse, bu durumda hem özel hayatın gizliliğini suçundan hem de şantaj suçundan cezalandırılır. Çünkü bu durumda, özel hayatın gizliliğini suçunun şantaj suçunun neticesi olduğu kabul edilir.

Özetle, uygunsuz görüntülerin yayınlanmasıyla özel hayatın gizliliğini suçunun şantaj suçu ile beraber işlenmesi durumunda, failin cezai sorumluluğu eyleminin niteliğine göre değişir. Eğer fail, mağduru tehdit ederek menfaat sağlamaya çalışırsa, sadece şantaj suçundan cezalandırılır. Eğer fail, mağdurun görüntülerini yayınlar veya başkasına verirse, hem özel hayatın gizliliğini suçundan hem de şantaj suçundan cezalandırılır.

İzinsiz Olarak Paylaşılan Fotoğrafların Kaldırılması 

Türkiye’de internet ile ilgili en kapsamlı düzenleme 2007 yılında  5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ile yapılmıştır. İlk kez bu kanunla internet aktörlerinin (içerik sağlayıcı, yer ve erişim sağlayıcı, toplu kullanım sağlayıcı) tanımı yapılmış ve bu aktörlerin hak ve sorumlulukları belirlenmiş, yasada suçlar bakımından erişimin engellenmesi usul ve esasları düzenlenmiş ve internet ortamında yayınlanan içerik nedeniyle haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilere ilişkin; içeriğin yayından çıkarılmasını sağlama ve cevap hakkı uygulamalarına ilişkin usul ve esaslara yer verilmiştir.

İnternette yayınlanan içeriğin suç işlenmesi haricinde şu hallerde de yayından kaldırılması ile ilgili içeriğe erişimin engellenmesi mümkündür:

  • Yapılan yayının kişilik haklarını ihlal edici nitelikte olmalıdır.
  • Yayınlanan içeriğin özel hayatın gizliliğini ihlal etmesi gerekir.

5651 sayılı Kanunun 9. maddesinde, İnternet ortamında yapılan yayındaki içerik dolayısıyla hakları ihlal edilen kişilere içeriğin yayından çıkarılmasını talep etme hakkı düzenlenmiştir. İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler, kurum ve kuruluşlar içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir.

AVUKAT DESTEĞİ

Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.

Hafta içi: 09:00 – 21:00
Cumartesi: 10:00 – 18:00
Telefon: +90 535 376 06 45
Mail: nasuhbugrakaradag@gmail.com

Gizlilik

Avukatlık mesleğinin en önemli etik ilkelerinden biri gizlilik olup, hukuk büromuz; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile belirlenen gizlilik ve sır saklama ilkesini büyük bir özen ve hassasiyet göstererek uygulamaktadır. Bununla beraber ofisimiz, müvekkillere ait bilgi, belge ve verileri sır tutma yükümlülüğü ve veri sorumluluğu kapsamında gizli tutmakta, üçüncü kişilerle ve kurumlarla hiçbir durumda ve hiçbir şekilde paylaşmamaktadır. Bu bağlamda ofisimiz, dava dosyaları ile ilgili sır saklama yükümlülüğüne uyulacağını yazılı olarak da ilke edinmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir