TCK Madde 226 Kapsamında Müstehcenlik Suçu

İçindekiler

TCK Madde 226 Kapsamında Müstehcenlik Suçu

Müstehcenlik suçu, toplumun ahlaki değerleri ve çocukların korunması açısından son derece kritik bir konudur. Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 226, bu suçun tanımını, kapsamını ve cezalarını detaylı bir şekilde düzenlemektedir. Bu makalede, TCK Madde 226’nın kapsamını, uygulanabilirliğini, toplumsal etkilerini ve uluslararası boyutunu geniş bir perspektiften inceleyeceğiz.

Müstehcenlik Suçunun Tanımı ve Kapsamı

Müstehcenlik, genel anlamda toplumda kabul görmeyen, ahlaka aykırı olan ve bireylerin psikolojik, sosyal ve kültürel gelişimlerini olumsuz yönde etkileyen içeriklerle ilişkilidir. TCK Madde 226, özellikle çocukların bu tür içeriklerden korunmasını hedefler. Bu bağlamda, müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünler, çeşitli eylemlerle çocuklara ulaşmasını engellemeye çalışılmaktadır.

Müstehcenlik kavramı, kültürden kültüre farklılık gösterse de, genel olarak toplumun ahlaki değerlerine aykırı olan ve bireylerin cinsel obje olarak nesneleştirilmesini teşvik eden içeriklerle ilişkilendirilir. Bu tür içeriklerin toplumda yaygınlaşması, yalnızca bireyler üzerinde değil, aynı zamanda toplumsal yapıda da ciddi sorunlara yol açabilir. Örneğin, müstehcen içeriklerin artışı, cinselliğin toplumda yanlış bir biçimde algılanmasına, cinsel istismara ve kötü muameleye yol açabilir. Bu nedenle, müstehcenlik suçu, sadece hukuki bir mesele değil, aynı zamanda sosyal bir sorun olarak ele alınmalıdır.

Müstehcenlik suçunun tanımı, özellikle çocukların korunmasına yönelik düzenlemelerle pekiştirilmiştir. Çocuklar, bu tür içeriklerin etkilerine karşı son derece savunmasızdır. Bu nedenle, toplumun her kesiminin bu konudaki sorumluluklarını yerine getirmesi gerekmektedir. Aileler, eğitim kurumları ve sivil toplum kuruluşları, çocukları bu tür içeriklerden korumak adına aktif rol oynamalıdır. Ayrıca, müstehcenlik kavramının toplumsal algısı üzerine yapılan araştırmalar, bu konuda farkındalık yaratmak için önemlidir.

TCK Madde 226’nın Maddeleri

TCK Madde 226, müstehcenlik suçunu altı ana bentte düzenlemektedir. Bu maddeler, müstehcen içeriklerin hangi koşullarda suç oluşturacağını ve bunlara ilişkin cezaları belirlemektedir. Aşağıda bu maddelerin detaylı bir incelemesi yapılmaktadır:

  • (1) a: Çocuklara müstehcen ürünleri veren veya bunları gösteren. Bu bent, doğrudan çocukların maruz kalabileceği müstehcen içerikleri hedef alır. Çocukların bu tür içeriklere erişimi, onların ruhsal ve sosyal gelişimleri açısından son derece zararlıdır.
  • (1) b: Bu içerikleri çocukların görebileceği alanlarda sergileyen. Burada, müstehcen içeriğin fiziksel olarak sergilenmesi ve çocukların erişim alanları vurgulanmaktadır. Kamuya açık alanlarda bu tür içeriklerin sergilenmesi, çocukların korunmasına yönelik ciddi bir tehdit oluşturur.
  • (1) c: Müstehcen ürünleri içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa sunan. Bu madde, müstehcen içeriklerin ticaretini düzenlemektedir. Ticari faaliyetler yoluyla müstehcen ürünlerin yayılması, toplumda daha geniş bir kitleye ulaşmasını sağlar.
  • (1) d: Müstehcen ürünleri, satışa mahsus yerler dışında satan veya kiraya veren. Bu durum, gizli ve toplumsal normlara aykırı bir ticaretin önüne geçmeyi amaçlar. Bu tür eylemler, toplumsal değerleri zedeleyen bir etki yaratabilir.
  • (1) e: Bu ürünleri bedelsiz olarak veren. Bedelsiz dağıtım, toplumda yaygınlaşan bir diğer riski temsil eder. Bu tür eylemler, toplumda müstehcenliğin yayılmasına zemin hazırlayabilir.
  • (1) f: Müstehcen ürünlerin reklamını yapan kişi. Reklam, müstehcen içeriğin topluma yayılmasında önemli bir rol oynar. Bu nedenle, reklamların denetlenmesi ve düzenlenmesi, müstehcenliğin yayılmasını önlemek açısından kritik öneme sahiptir.

Bu maddeler, müstehcenlik suçunun kapsamını belirlerken, her bir eylem için öngörülen cezalar da suçun ciddiyetini vurgulamaktadır. Ancak, bu düzenlemelerin etkinliği, toplumun genel ahlak yapısı ve hukukun uygulanabilirliği ile doğrudan ilişkilidir. Toplumda müstehcenliğe karşı bir farkındalık oluşturulmadığı sürece, bu yasaların etkisi sınırlı kalabilir.

Uygulanan Cezalar – Müstehcenlik Suçunun Cezası

Müstehcenlik suçlarına ilişkin Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamındaki cezalar aşağıdaki gibidir:

  • TCK Madde 226/1: Altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası. Bu kapsamda, çocuklara müstehcen içerikli ürünler gösteren, satan veya reklamını yapan kişiler cezalandırılır.
  • TCK Madde 226/2: Altı aydan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası; müstehcen içeriklerin basın ve yayın yoluyla yayılması durumunda geçerlidir.
  • TCK Madde 226/3: Müstehcen içerikli ürünlerin üretiminde çocukları kullananlar beş yıldan on yıla kadar hapis cezası alırken, bu ürünleri ülkeye sokan veya satanlar iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • TCK Madde 226/4: Şiddet içeren, hayvanlarla veya ölmüş bedenler üzerinde yapılan cinsel davranışlara dair içerik üreten kişiler bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
  • TCK Madde 226/5: Çocukların görmesini veya dinlemesini sağlamak amacıyla yukarıdaki içerikleri yayınlayan kişiler altı yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına çarptırılır.

Müstehcenlik Suçunda Soruşturma Süreci

Müstehcenlik suçları, çeşitli eylemler için farklı cezalar öngören bir dizi kanun hükmü içerir. Soruşturma süreci genellikle standart adımları izler; uluslararası ihbarlar doğrultusunda şüpheli kişinin kimliği ve adresi belirlenir. Savcı talimatıyla polis, şüpheli kişinin evinde arama yapar ve dijital veri depolama cihazlarına el koyar. Bilirkişi incelemeleri, el konulan verilerin analizinde önemli bir rol oynar. Çocuk içerikleri içeren suçlar, daha ciddi cezai sonuçlara yol açabilir ve tutuklama kararı alınabilir. Soruşturma süreci, şüphelinin haklarına saygı gösterilerek yürütülür; delil durumu ve hukuki faktörler dikkate alınır.

Müstehcenlik Suçunda Görevli Mahkeme

Müstehcenlik suçları, 5235 sayılı TCK’nın 10. ve 11. maddelerine göre asliye ceza mahkemelerine aittir. On yıldan az ceza gerektiren suçlar bu mahkemelerde kovuşturulur. Çocuk mağdurların olduğu durumlarda, Çocuk Koruma Kanunu gereğince çocuk mahkemeleri devreye girer. Örneğin, İstanbul’daki bir olay için İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi yetkilidir; çocuk mağduru bir suç için ise İstanbul Çocuk Mahkemesi yetkilidir.

Müstehcenlik Suçunda Zamanaşımı

TCK’nın 226. maddesinde yer alan müstehcenlik suçları, şikayete tabi olmadıkları için savcılık tarafından kendiliğinden soruşturulur. Suç zamanaşımına tabi olup, bu süre 15 yıldır. Diğer suçlar için genel zamanaşımı süresi ise 8 yıldır. Suçun işlendiği tarihten itibaren belirli bir süre geçmeden dava açılmazsa, zamanaşımı nedeniyle ceza davası reddedilebilir.

Müstehcenlik suçu için öngörülen cezalar, eylemin niteliğine göre değişiklik göstermektedir. Örneğin, çocuklara müstehcen içerik sunmak altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ve adlî para cezası ile sonuçlanabilir. Daha ciddi ihlallerde, örneğin çocukları kullanarak müstehcen ürünler üretmek veya bu ürünleri çoğaltmak durumunda, ceza beş yıldan on yıla kadar hapis ve yine adlî para cezası ile uygulanmaktadır.

Cezaların uygulanabilirliği, adalet sisteminin etkinliği açısından büyük bir rol oynamaktadır. Örneğin, bir mahkeme kararıyla müstehcen bir içerik yayını durdurulduğunda, bu durum toplumda diğer bireyler için bir caydırıcılık etkisi yaratabilir. Ancak, cezaların uygulanması sırasında karşılaşılan zorluklar, adaletin sağlanmasında sorunlara yol açabilir. Savcıların, hakimlerin ve diğer hukuk uzmanlarının bu konudaki yaklaşımı, yasaların ne kadar etkili bir şekilde uygulanabileceğini belirler.

Ayrıca, müstehcen içerikleri basın ve yayın yoluyla yayınlamak veya bu yayınlara aracılık edenler için de cezalar mevcuttur. Bu durum, müstehcenliğin toplumsal düzeyde yayılmasını engellemek adına önemlidir. Yasaların etkin bir şekilde uygulanması, toplumda müstehcen içeriklere karşı bir direniş oluşturabilir.

Çocukların Korunması

Çocukların müstehcen içeriklerden korunması, TCK’nın en önemli amaçlarından biridir. Çocuklar, psikolojik ve sosyal olarak gelişim aşamasında olduklarından, bu tür içeriklerin etkilerine karşı son derece savunmasızdır. Müstehcen içeriklerin çocuklar üzerindeki etkileri, yalnızca psikolojik değil, aynı zamanda sosyal gelişimlerini de olumsuz etkileyebilir. Çocukların sağlıklı bir şekilde büyüyebilmeleri için uygun bir çevreye ihtiyaçları vardır ve bu çevre, müstehcen içeriklerden arındırılmalıdır.

Toplumda çocuklara yönelik cinsel istismar ve kötü muamele vakalarının artması, bu yasaların gerekliliğini daha da artırmaktadır. TCK Madde 226, çocukları koruma amacı gütmekte ve bu konuda gerekli yasaları uygulamaktadır. Eğitim kurumları, aileler ve toplumun diğer bileşenleri, çocukların korunması için birlikte çalışmalı ve bilinçlendirme faaliyetlerine önem vermelidir. Ayrıca, sosyal hizmetler ve kamu kurumları da bu konuda aktif bir rol oynamalıdır.

Çocukların korunması için geliştirilecek programlar, ailelerin bilinçlendirilmesi ve eğitim yoluyla toplumsal farkındalığın artırılmasını hedeflemelidir. Okullarda verilen cinsellik eğitimi, çocukların bu tür içeriklere karşı daha dirençli olmalarını sağlayabilir. Toplumun her kesimi, çocukların sağlıklı gelişimi için ortak bir çaba içinde olmalıdır.

Bilimsel ve Sanatsal Eserlerin Kapsamı

TCK’nın 7. fıkrası, bilimsel ve sanatsal eserlerin müstehcenlik kapsamında nasıl değerlendirileceğine dair özel bir düzenleme sunmaktadır. Bilimsel araştırmalar ve sanatsal çalışmalar, belirli şartlarla birlikte müstehcenlik suçuna dahil edilmemektedir. Ancak bu eserlerin çocuklara ulaşmasının engellenmesi, burada da önemli bir şart olarak öne çıkmaktadır. Sanatın ve bilimin toplum üzerindeki etkisi göz önüne alındığında, bu eserlerin korunması ve teşvik edilmesi önemlidir.

Bu durum, sanat ve bilimsel çalışmaların toplum üzerindeki etkisini göz önünde bulundurarak, sosyal ve kültürel gelişimi desteklemektedir. Sanat, toplumun ahlaki değerleri üzerinde derin bir etki yaratabilirken, bilimsel araştırmalar da bireylerin bilgi seviyesini artırabilir. Ancak, bu eserlerin müstehcenlikle ilişkilendirilmesi, sanatsal özgürlük ile toplumun ahlaki değerleri arasında bir denge kurmayı gerektirmektedir.

Ayrıca, sanat ve bilim alanında ortaya konan eserlerin içeriğinin denetlenmesi ve uygun hale getirilmesi, çocukların korunması açısından önem taşır. Bu süreç, toplumun genel ahlak anlayışına uygun bir şekilde yürütülmelidir. Sanatçıların ve bilim insanlarının, toplumun değerlerini göz önünde bulundurarak eserler üretmesi beklenmektedir.

Tüzel Kişilere Uygulanan Tedbirler

Tüzel kişilerin müstehcenlik suçuna karışması durumunda, TCK’nın ilgili hükümleri doğrultusunda güvenlik tedbirleri uygulanmaktadır. Bu tedbirler, tüzel kişilerin sorumluluklarını ve yükümlülüklerini artırmakta, aynı zamanda toplumun genel ahlakını korumaya yönelik bir önlem olarak değerlendirilmektedir. Tüzel kişilere uygulanacak tedbirler, şirketlerin ve kuruluşların etik davranışlarını teşvik ederken, aynı zamanda toplumun güvenliğini sağlamayı amaçlamaktadır.

Bu tür düzenlemeler, kurumların sosyal sorumluluklarını yerine getirmelerini destekler. Örneğin, bir medya kuruluşunun müstehcen içeriklere yer vermesi durumunda, bu kuruluş hakkında hukuki yaptırımlar uygulanabilir. Bu tür durumlar, diğer tüzel kişilerin de etik standartlara uyması yönünde bir uyarı işlevi görebilir.

Tüzel kişilere uygulanan tedbirler, aynı zamanda iş dünyasında da etik anlayışın gelişmesine katkıda bulunur. İşletmelerin, müstehcen içeriklere karşı duyarlılık göstermeleri, toplumun genel ahlak yapısının korunmasına yardımcı olur. Böylece, toplumsal değerlerin korunması için gerekli adımlar atılmış olur.

Müstehcenlik Suçunun Uluslararası Boyutu

Müstehcenlik suçu, sadece Türkiye’de değil, uluslararası alanda da önemli bir konudur. Farklı ülkelerdeki yasaların müstehcenlik konusundaki yaklaşımları, bu konuda global bir bakış açısı sunmaktadır. Ülkeler arasındaki düzenlemeler, bu suçun önlenmesi ve müstehcen içeriklerin yayılmasının engellenmesi açısından farklılık göstermektedir.

Uluslararası sözleşmeler ve iş birlikleri, ülkelerin müstehcenlik konusundaki politikalarını güçlendirmekte ve ortak standartlar oluşturmaktadır. Bu nedenle, müstehcenlik suçu ile mücadelede uluslararası işbirliği oldukça önemlidir. Örneğin, Interpol gibi uluslararası kuruluşlar, müstehcenlik suçlarının önlenmesine yönelik ortak çalışmalara imza atmaktadır. Ayrıca, ülkeler arası bilgi paylaşımı, bu tür suçlarla mücadelede etkili bir strateji oluşturabilir.

Uluslararası işbirliği, aynı zamanda ülkelerin müstehcen içeriklere karşı tutumlarını ve yasalarını etkileyebilir. Bu süreç, ülkelerin kendi iç düzenlemelerini gözden geçirmeleri ve gerekli reformları yapmaları açısından bir fırsat sunmaktadır. Bu bağlamda, uluslararası hukuk normlarının benimsenmesi, müstehcenlik suçunun önlenmesine yönelik önemli bir adım olacaktır.

Toplumsal Farkındalık ve Eğitim

Müstehcenlik suçu ile mücadelede toplumsal farkındalık ve eğitim büyük bir rol oynamaktadır. Toplumun her kesimi, bu suçun sonuçları ve etkileri hakkında bilinçlenmeli ve çocukların korunması konusunda aktif rol oynamalıdır. Eğitim kurumları, aileler ve sivil toplum kuruluşları, bu konuda önemli görevler üstlenmektedir.

Eğitim programları ve seminerler aracılığıyla, bireylerin müstehcenlik konusunda farkındalıklarının artırılması, toplumun genel ahlak yapısının güçlendirilmesine katkı sağlayacaktır. Ayrıca, medya organlarının da sorumlu bir şekilde hareket etmesi, toplumsal bilinci artırma adına önemli bir etkendir. Medya, müstehcen içeriklerin yayılmasını önlemek için toplumda bilinç oluşturma konusunda etkili bir araçtır.

Ayrıca, ebeveynlerin çocuklarına müstehcen içeriklere karşı nasıl bir tavır sergilemeleri gerektiği konusunda bilinçlendirilmesi de önemlidir. Ailelerin, çocuklarına doğru bilgi vererek onları koruma sorumluluğunu üstlenmeleri gerekmektedir. Toplumsal farkındalık, yalnızca eğitimle değil, aynı zamanda medya, sanat ve kültür aracılığıyla da artırılmalıdır.

Hukuk Sisteminin Rolü

Müstehcenlik suçu ile ilgili yasaların etkin bir şekilde uygulanması, hukuk sisteminin gücünü ortaya koymaktadır. Savcılar, hakimler ve hukuk uzmanları, bu tür davalarda dikkatli ve tarafsız bir yaklaşım sergilemelidir. Hukukun üstünlüğü ilkesinin gözetilmesi, adaletin sağlanması açısından son derece önemlidir. Bu bağlamda, hukuk sisteminin etkinliği, toplumda müstehcenliğin engellenmesi adına kritik bir rol oynamaktadır.

Hukuk sisteminin etkili bir şekilde çalışması, aynı zamanda kamuoyunun yasalarla ilgili algısını da olumlu yönde etkiler. Kamuoyunun yasaların işleyişine olan güveni, toplumun genel ahlak anlayışının korunmasına katkıda bulunur. Ayrıca, hukuk sisteminin müstehcenlik suçlarına karşı duyarlılığı, diğer suçlarla mücadelede de örnek teşkil edebilir.

Bu bağlamda, müstehcenlik suçu, hem hukuki hem de sosyal bir meseledir. TCK Madde 226’nın etkin bir şekilde uygulanması, toplumun ahlaki değerlerinin korunmasına yardımcı olacaktır. Müstehcenliğe karşı toplumsal bir bilinç oluşturulması, çocukların güvenliği ve toplumun genel sağlığı açısından kritik bir öneme sahiptir.

Müstehcenlik Suçu – Yargıtay Kararları

Çocukların Müstehcen Görüntülerinin Kaydedilmesi

Sanığın, internet üzerinden tanıştığı on sekiz yaşından küçük çocuğun müstehcen görüntülerini kaydetmesi, TCK’nın 226/3. maddesine göre suç teşkil etmektedir. Sanığın beraat kararı, hukuka aykırı bulunmuştur (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – 2017/2091).

Yaşı Küçük Çocuklara Porno Film İzletme

Sanığın küçük yaşta mağdurlara porno içerikli filmi izlettirmesi, müstehcenlik suçu kapsamındadır. Mahkemenin sanık hakkında beraat kararı vermesi hukuka aykırı bulunmuştur (Yargıtay 18.Ceza Dairesi – 2016/19166).

Doğal Olmayan Cinsel İlişki Görüntüleri

Eşcinsel veya çoklu cinsel birleşmelere ait görüntülerin “doğal olmayan” olarak değerlendirilmemesi gerektiği, toplumca kabul edilmeyen davranışların tanımını gerektirdiği belirtilmiştir. Sanığın eylemi, TCK’nın 226/1-d maddesine göre değerlendirilmelidir (Yargıtay 18.Ceza Dairesi – 2016/11002).

Ortak IP Kullanımıyla Müstehcenlik Suçu

İnternet kafe işletmecisi sanığın, müstehcen görüntülerin yayıldığı bir IP adresini kullanması durumunda, iş yerinin birçok kişi tarafından kullanıldığı ve kesin delil bulunmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – 2023/1327 E., 2024/162 K.).

Bilirkişi Raporu ile Müstehcenlik Suçunun İspatı

Çocukların yer aldığı müstehcen kayıtların varlığı veya şiddet içeren görüntülerin bulunup bulunmadığını belirlemek için bilirkişi raporunun ayrıntılı şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Yetersiz raporlara dayanarak mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – 2016/2630).

Çıplak Resim Yayınlama ve Özel Hayatın Gizliliğini İhlal

Mağdurun özel hayatının ihlali ve müstehcen görüntülerin yayılması, birden fazla suç oluşturmasına neden olmuştur. Daha ağır cezayı gerektiren müstehcenlik suçundan cezalandırılması gerekirken, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 12.Ceza Dairesi – 2015/4333).

Çocukların Çocuklara Karşı Müstehcenlik Suçu İşlemesi

Suça konu görüntülerin müstehcen olup olmadığını belirlemek için yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmalı; sonuçlara göre, suça sürüklenen çocukların eylemlerinin TCK’nın 226/5. maddesinin ihlali olup olmadığı değerlendirilmelidir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar: 2016/12417).

Yaşı Küçük Çocuğun Çıplak Resimlerinin ve Videosunun Çekilmesi

TCK’nın 226. maddesinin üçüncü fıkrası, müstehcen görüntülerin üretiminde çocukların kullanılmasını suç saymakta; bu bağlamda, 15 yaşından büyük bir katılanla cinsel ilişki kaydeden kişinin, hukuki olarak tek bir fiil ile birden fazla suç oluşturduğu kabul edilmelidir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu – E.2019/216 – K.2023/591).

Bilgisayarda Çocuklara Ait Müstehcen Fotoğraf Bulundurma

Sanığın bilgisayarında bulunan müstehcen içerikli çocuk fotoğraflarının TCK’nın 226/3. maddesine aykırı olduğu değerlendirilmelidir; bilirkişi raporuna dayanan gerekçelerle beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar: 2016/9201).

İşyerinde Alenen Müstehcen Film İzletme Suçu

Sanığın halka açık bir alanda müstehcen film izlemesine imkan sağladığına dair somut kanıtlar varken, suçun yanlış nitelendirilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar: 2016/6078).

Müstehcen İçerikli Kitap Yayınlama Suçu

Bir kitapta yer alan müstehcen ifadelerin, demokratik bir toplumda ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği; sanatsal değer taşımayan içeriklerin cezai yaptırıma tabi olduğu anlaşılmalıdır (Yargıtay 14. Ceza Dairesi – Karar: 2013/1527).

Müstehcen Görüntülerin Çocuğun Görebileceği Şekilde İzleme Suçu

Sanığın çocuklara yönelik müstehcen eylemlerinin, TCK’nın 226/1-b maddesine göre nitelendirilmesi gerekirken, başka bir suçla ilişkilendirilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 14. Ceza Dairesi – Karar: 2012/10090).

Şiddet Kullanılarak veya Hayvanlarla Cinsel İlişkiye Dair Müstehcen Görüntü

Bilirkişi raporunda yer alan şiddet içeren görüntülerin varlığı, TCK’nın 226/4. maddesi kapsamında yargılanmayı gerektirmekte; görevsizlik kararı verilmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır (Yargıtay 5. Ceza Dairesi – Karar: 2008/56).

Cinsel İlişki Görüntüsünün Telefonda Bulundurulması

Cinsel içerikli görüntülerin cep telefonunda bulundurulması, TCK’nın 226/3. maddesine göre nitelendirilmelidir; mahkeme kararında hata yapılması bozma nedenidir (Yargıtay 14. Ceza Dairesi – Karar: 2019/6713).

Cep Telefonu ile Kaydetmek Suretiyle Çocuğa Karşı Müstehcenlik Suçu

Suça sürüklenen çocuğun müstehcen görüntüleri kaydetmesi, TCK’nın 226/3-1. maddesine göre değerlendirilmelidir; özel hayatın gizliliği ihlali suçu kapsamında ele alınması hukuka aykırıdır (Y12CD-Karar: 2021/5658).

İnternetten Görüntü Göndermeye Zorlamak Şeklinde Müstehcenlik Suçu

Sanığın çocukları tehdit ederek müstehcen görüntüleri elde etmesi, TCK’nın 226/3. maddesi gereğince yargılanmalıdır; şantaj suçundan beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi – Karar: 2021/14322).

Çocuğa Karşı Müstehcenlik Suçunda Araştırma

Çocukların cinsel içerikli görüntülerinin internet ortamında yayınlanması, TCK’nın 226/5. maddesinin uygulanmasını gerektirir; bilirkişi incelemesi yapılmadan hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi – Karar: 2021/9009).

Cinsel Görüntülerin Facebook Üzerinden Yayınlanması

Çocukların müstehcen içerikli görüntülerinin depolanması ve yayınlanması, ayrı suçlar olarak değerlendirilmelidir; ceza tayininde hata yapılması bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi – Karar: 2021/7831).

Avukat Desteği

Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.

Hafta içi: 09:00 – 21:00
Cumartesi: 10:00 – 18:00
Telefon: +90 535 376 06 45

Gizlilik

Avukatlık mesleğinin en önemli etik ilkelerinden biri gizlilik olup, hukuk büromuz; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile belirlenen gizlilik ve sır saklama ilkesini büyük bir özen ve hassasiyet göstererek uygulamaktadır. Bununla beraber ofisimiz, müvekkillere ait bilgi, belge ve verileri sır tutma yükümlülüğü ve veri sorumluluğu kapsamında gizli tutmakta, üçüncü kişilerle ve kurumlarla hiçbir durumda ve hiçbir şekilde paylaşmamaktadır. Bu bağlamda ofisimiz, dava dosyaları ile ilgili sır saklama yükümlülüğüne uyulacağını yazılı olarak da ilke edinmiştir.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir