İçindekiler
- 1 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanmasında Soruşturma Süreci Nedir?
- 2 Hangi Memurların veya Diğer Kamu Görevlilerinin Soruşturulması İçin İzin Alınması Gerekir?
- 3 Soruşturma İzni Gerektiren Suçların Kapsamı Nedir?
- 4 Soruşturma İzni Alınmaksızın Doğrudan Soruşturulan Suçlar
- 5 Soruşturma İzni/İzin Verilmemesi Kararları Hakkında Yapılacak İşlemler
- 6 Gizlilik
- 7 Avukat Desteği
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanmasında Soruşturma Süreci Nedir?
Memurlar (polis, asker, öğretmen, doktor vd.) olmak üzere, kamu görevlilerinin yargılanmasında birkaç temel süreç söz konusudur.
Memurları veya diğer kamu görevlilerini kovuşturma yetkisi; Bir görevlinin veya diğer bir kamu görevlisinin “görevi nedeniyle” işlediği bir suçun savcılık veya savcılıkça soruşturma başlatabilmesi için yetkili bir organ tarafından verilen idari bir karardır. Soruşturma izninin verilmesi veya reddedilmesi kararı idari bir karar olduğundan, idarenin kararına karşı idare mahkemesine itiraz edilebilir. Soruşturmaya izin verilmesi, ceza muhakemesinde hukuki niteliği itibariyle bir “soruşturma şartı” olarak kabul edilmektedir. Başka bir deyişle, soruşturma iznine tabi olan suçun failini soruşturmak için yetkili idari merciden izin almadan Cumhuriyet savcılığı doğrudan soruşturma yapamaz. Soruşturma izni verilmesinin gerekli olduğu durumlarda, savcılık, bir memurun veya başka bir kamu görevlisinin suç işlediğini öğrendiği anda, iddia edilen suça soruşturma numarası vererek kaybedilebilecek delilleri toplar.
Soruşturma izni verildikten sonra soruşturma veya kovuşturma aşamasında suçun hukuki niteliğinin değişmesi, yeniden izin alınmasını gerektirmez. Soruşturma izni, şikâyet, ihbar veya iddia konusu olaylar ile bunlara bağlı olarak ileride soruşturma sırasında ortaya çıkabilecek tüm konuları kapsamak üzere verilir.
Memurlar veya diğer kamu görevlileri hakkında soruşturma izni alınmasına dair usul ve esaslar; 4483 sayılı “Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun” ile özel bir şekilde düzenlenmiştir.
Hangi Memurların veya Diğer Kamu Görevlilerinin Soruşturulması İçin İzin Alınması Gerekir?
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca bağlı bulunduğu kurumdan izni alınarak soruşturulabilen kişiler:
- Tüm devlet memurları (doktor, polis, öğretmen, tapu memuru, nüfus memuru vs.)
- Devletin açtığı bir kadroya bağlı olarak “kamu görevi” niteliğindeki “asli ve sürekli görevleri” yerine getiren diğer kamu görevlileri.
Özel soruşturma prosedürüne tabi kişiler (örneğin hakimler / savcılar) hariç olmak üzere, kural olarak tüm memurların soruşturma yürütmesi için soruşturma yürütme yetkisinin gerekli olduğu ortak bir görüştür. Ancak, hakkında soruşturma yetkisi verilmesi gereken kamu görevlilerinden memur dışındaki bir kamu görevlisinin olup olmadığı dikkatle incelenmelidir. 5237 sayılı TCK’daki “kamu görevlisi” kavramı ile 4483 sayılı Kanundaki “kamu görevlisi” kavramı farklı içeriklere sahiptir. Memurlar dışında soruşturulacak kişinin, hakkında soruşturma izni alınması gereken “kamu görevlisi” olup olmadığı, 4483 Sayılı Memurların Yargılanması Hakkında Kanun’daki “kamu görevlisi” tanımından yola çıkılarak belirlenir.
Yukarıda tüm kamu görevlileri için sıraladığımız genel çerçeveye ek olarak, bazı kişilerin özel kanunlarındaki hükümlere tabi oldukları için 4483 sayılı Kanun kapsamında soruşturma yetkisi verilmesi zorunludur:
- Belediye yetkilileri ve çalışanları,
- Sosyal Sigortalar Kurumu (SGK) yönetim kurulu üyeleri ve çalışanları
- (5502 Sayılı Kanun, Madde 28), Maddesi uyarınca suç işleyen müsteşarlar,
- valiler ve kaymakamlar. 3628 Sayılı Kanun’un 17’si,
- İl Özel İdaresi çalışanları,
- Sahil Güvenlik personeli
- Jandarma personeli
- Kamu İhale Kurumu üyeleri ve çalışanları,
- Milli piyango idaresi çalışanları,
- Kamu İktisadi Teşekkülleri CEO’su ve Yönetim Kurulu Üyeleri,
- Su ve Kanalizasyon Yönetim Kurulu genel müdürleri ve yönetim kurulu üyeleri
Soruşturma İzni Gerektiren Suçların Kapsamı Nedir?
Devlet memurları veya diğer kamu görevlileri tarafından işlenen tüm suçlar hakkında 4483 sayılı Kanunda yer alan soruşturma usulü uygulanmamaktadır. 4483 sayılı Kanun Md 2 uyarınca, yasanın uygulanabilmesi için kanunen bir yükümlülük tayin edilmesi ve bir kamu görevlisinin bu görevi yerine getirirken suç işlemesi gerekmektedir. Hizmette bulunan ancak hizmetle ilgisi olmayan suçları işleyen devlet memurları 4483 sayılı Kanunla soruşturma dışı bırakılmıştır. Örneğin, bir nüfus memurunun öfkelenmesi ve bir kimseyi yaralaması durumunda soruşturma izni alınmasına gerek yoktur. 4483 sayılı Kanun, memurlar ve kamu görevlileri tarafından “görevlerini yerine getirirken” işlenen suçları hariç tutarken, yalnızca “görevleri nedeniyle” işlenen suçları kapsamaktadır.
Soruşturma İzni Alınmaksızın Doğrudan Soruşturulan Suçlar
Ağır cezayı gerektiren ve genel hükümlere göre soruşturulan suçüstü halleri, özel kanunlarla farklı soruşturma usulüne tabi tutulan suçlar, seçim suçları, işkence ve eziyet suçları, 5607 SK kapsamındaki kaçakçılık halleri, Sıkıyönetim bölgelerinde işlenen suçlar, ayrıyeten de, uydurma suç isnadı anlaşılan durumlarda haksız isnatta bulunanlar hakkında yapılacak takibatlar, ve diğer özel kanun halleri, soruşturma izni alınmaksızın doğrudan savcılıklarca takip edilir.
Soruşturma İzni/İzin Verilmemesi Kararları Hakkında Yapılacak İşlemler
Soruşturma izni konusundaki yetkili merci, iznini veya izin vermemeye ilişkin kararını, Cumhuriyet Başsavcılığına, ilgili memur ve kamu görevlisine, ve varsa şikayetçiye tebliğ eder. Tüm bu sujelerin ilgili karara itiraz etme hakkı mevcuttur. Şöyle ki, soruşturma izni kararına hakkında izin verilen kamu görevlisi, izin verilmemesi kararına ise Cumhuriyet Başsavcılığı ve şikayetçi itirazda bulunabilir. Bazı durumlarda da, şikayetçinin başvurusunun dayanaksız olması halinde “işleme koymama kararı” adı verilen bir ön karar alınarak soruşturma izni değerlendirilmeksizin reddolunur. Bu karara karşı da şikayetçi itiraz edebilir.
Gizlilik
Avukatlık mesleğinin en önemli etik ilkelerinden biri gizlilik olup, hukuk büromuz; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile belirlenen gizlilik ve sır saklama ilkesini büyük bir özen ve hassasiyet göstererek uygulamaktadır. Bununla beraber ofisimiz, müvekkillere ait bilgi, belge ve verileri sır tutma yükümlülüğü ve veri sorumluluğu kapsamında gizli tutmakta, üçüncü kişilerle ve kurumlarla hiçbir durumda ve hiçbir şekilde paylaşmamaktadır. Bu bağlamda ofisimiz, dava dosyaları ile ilgili sır saklama yükümlülüğüne uyulacağını yazılı olarak da ilke edinmiştir.