İçindekiler
İşkence Suçu (TCK 94)
İşkence suçu; Bir kamu görevlisinin sistemli ve dönemsel eylemlerle insan onuruyla bağdaşmayan, kendisine bedensel veya ruhsal açıdan zarar verecek, algısını veya iradesini etkileyecek, küçük düşürecek davranışlar sergilemesi ile ortaya çıkar.
İşkence suçu, TCK’nın 94. maddesinin “İşkence ve Eziyet” başlıklı bölümünde düzenlenmiştir. Bir kamu görevlisi tarafından belirli bir süre boyunca kişilere karşı sistematik olarak işlenen ve insan onuru ile bağdaşmayan davranışlar “işkence suçu”dur; kamu görevlisi olmayan herhangi bir bireyin diğer bireylere karşı eziyet teşkil eden fiilleri “eziyet suçu” olarak düzenlenmiştir
İşkence suçunun koruduğu temel hukuki menfaat insan onurudur. Bu nedenle suçun işlenip işlenmediği değerlendirilirken failin davranışının insan onuruna uygun olup olmadığı temel ilke olarak dikkate alınmalıdır.
Bilhassa belirtmek gerekir ki, kamu görevlileri dışındaki kişiler işkence suçuna yardım veya azmettirmek suretiyle iştirak ederlerse fail gibi cezalandırılırlar (TCK 94/4).
İşkence Suçu: Unsurları
İşkence serbest hareketli bir suçtur. TCK’nın işkence suçunu düzenleyen 94. maddesinde işkence teşkil eden fiiller tek tek sayılmamıştır. Ancak kanuna göre bir fiilin işkence suçunu doğurmuş sayılabilmesi için aşağıdaki asgari şartları taşıması gerekir:
Fiilin bir kamu görevlisi tarafından ifa edilmesi gerekir.
Fiil birdenbire değil, sistemli ve sürekli bir şekilde belirli bir zaman diliminde icra edilmelidir.
Fiil, insan haysiyetiyle bağdaşmayan, mağdurun bedensel veya ruhsal olarak zarar görmesine neden olacak, algılama veya irade kabiliyetini etkileyecek, onu küçük düşürecek bir davranış biçiminde olmalıdır.
İşkence suçunda özel kast aranmaz, suçun oluşması için genel kas yeterlidir. TCK’nın işkence suçunu düzenleyen 94. maddesinin gerekçesinde suçun diğer unsurları şöyle açıklanıyor:
İşkence Suçu: Korunan Hukuki Değer
İşkence suçunun koruduğu hukuki değer karışık bir nitelik taşımaktadır. İşkence teşkil eden fiiller, bir yandan, kendisine maruz kalan kişilerin dokunulmazlıklarına ve onurlarına yönelik bir saldırı niteliğinde olup, onların beden ve ruh sağlıklarını bozmaktadır. Öte yandan işkence gören kişi, irade özgürlüğünün ortadan kalkması ve hatta algılama yeteneğinin etkilenmesi nedeniyle duyduğu acı ve ızdırap nedeniyle gerçek dışı bazı açıklamalar ve kabullerde bulunabilir. Bu nedenle belirli bir suça ilişkin itiraf veya başka bir delil elde etmek için uygulanan işkence, gerçeğin ortaya çıkarılmasını ve adaletin gerçekleşmesini de engelleyici bir etkiye sahip olabilir. Dolayısıyla işkencenin ayrı bir suç olarak cezalandırılması, ceza muhakemesinin maddi gerçeği ortaya çıkarma amacına da hizmet etmektedir.
İşkence Suçunda Maddi Unsur
İşkence olarak insan onuru ile bağdaşmayan, fiziksel veya ruhsal acıya neden olacak, algıyı veya iradeyi etkileyecek, küçük düşürücü fiiller aranır. İşkence teşkil eden fiiller aslında kasten yaralama, hakaret, tehdit, cinsel taciz fiilleridir. Ancak bu fiiller birdenbire değil sistemli ve belirli bir süreç içerisinde işlenir. Sürekli bir süreç içinde uygulanan işkencenin en önemli özelliği kişinin psikolojisi, ruh sağlığı, algısı ve iradesi üzerinde yıkıcı etkileri olmasıdır. Bu etkilerin uzun süre ve hatta ömür boyu devam etmesi, işkencenin bu kapsamda işlenen fiillerden daha ağır şekilde cezalandırılmasını gerektirmiştir.
Madde metninde işkence suçunun mağduru suç şüphesi altındaki kişi ile sınırlı değildir. Bir tanık, hatta bir kamu görevlisi de bu suçun mağduru olabilir.
İşkence Suçunda Fail
Bu suçun faili bir kamu görevlisi olabilir. İşkence, kamu görevinin nüfuzunu kötüye kullanmak suretiyle işlenir. Ancak suçun işlenmesine kamu görevlisinin yanı sıra başka kişiler de katılmış olabilir. Bu gibi durumlarda, kamu görevlisi olmayanların yalnızca bu nedenle yardımcı olarak sorumlu tutulmalarını önlemek için maddenin dördüncü fıkrasında hüküm getirilmiştir. Buna göre, bu suçun işlenmesine iştirak eden diğer kişiler de kamu görevlisi gibi cezalandırılacaktır. İşkence çoğu zaman üst konumundaki kamu görevlilerinin zımni rızası ile işlenmektedir. Diğer bir deyişle, amir konumundaki kamu görevlisi, gözetim yükümlülüğü altında yürüttüğü bir soruşturma sürecinde işkence yapıldığını öngörmesine rağmen müdahale etmeyerek işkenceye zımnen rıza göstermiş olabilir. Maddenin beşinci fıkrasına göre; Bu hallerde, amir konumundaki kamu görevlisi, ihmal suretiyle işkence suçunu işlemiş kabul edilecek ve bu nedenle cezasında indirim yapılmaksızın sorumlu tutulacaktır.
İşkence yasağı, uluslararası hukuk belgelerinde bireyin temel hakları arasında sayılmaktadır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 5. maddesinde “Hiç kimse işkenceye, zalimane, insanlık dışı veya onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulamaz” hükmü yer almaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “İşkencenin Yasaklanması” başlıklı 3. maddesinde “Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı veya aşağılayıcı ceza veya muameleye tabi tutulamaz” hükmü yer almaktadır.
AİHS’nin 3. maddesi kapsamına girebilmesi için kötü muamelenin asgari ciddiyet düzeyine ulaşması gerekir. Bu düzeyin değerlendirilmesi görecelidir ve kötü muamelenin süresi, fiziksel ve psikolojik etkileri ve gerekirse mağdurun cinsiyeti, yaşı ve sağlık durumu gibi koşullar da dikkate alınmalıdır. (AİHM-Mehmet Ali Okur – Türkiye Davası-17.Ocak.2012)
Özgürlüğünden yoksun bırakılan bir kişiye karşı fiziksel güç kullanılması, bu davranışı gerektirmediği halde, insan onuruna saldırı teşkil eder ve ilke olarak AİHS’nin 3. maddesinde güvence altına alınan hakkın ihlalidir. (AİHM-Labita/İtalya kararı)
İşkence Suçunun Cezası
İşkencenin cezası şu şekildedir:
İnsan haysiyetiyle bağdaşmayan ve kendisine bedensel veya ruhsal yönden eziyet verecek, algısını veya iradesini etkileyecek, küçük düşürecek fiilleri işleyen kamu görevlisi, üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK m.94/1). (Ek cümle: 12/5/2022-7406/4 md.) Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı beş yıldan az olamaz.
Suçun;
a) Çocuğa, beden ve ruhen kendini savunamayacak durumda olan kişiye veya hamile kadına karşı,
b) Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi nedeniyle,
İşlenmesi halinde sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK 94/2).
Cinsel taciz şeklinde işlenmesi halinde on yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK 94/3).
Bu suçun işlenmesine iştirak eden diğer kişiler de kamu görevlisi gibi cezalandırılır (TCK 94/4).
Bu suçun ihmalen işlenmesi hâlinde verilecek cezada bu nedenle indirim yapılmaz (TCK 94/5).
Bu suç için zamanaşımı uygulanmaz (TCK 94/6).
Nitelikli İşkence Suçu ve Cezası
Sonuç olarak ağırlaştırılmış işkence suçunun cezası şu şekildedir:
İşkence eylemleri, mağdurda;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevini sürekli olarak zayıflatması,
b) Sürekli konuşma güçlüğü,
c) Yüzdeki sabit iz,
d) Hayatını tehlikeye sokan bir durumda,
e) Hamile bir kadına karşı işlenmesi ve çocuğunun erken doğması,
Sebep olunması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza yarı oranında artırılır (TCK 95/1).
İşkence eylemleri, mağdur;
a) Tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmek,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevini yitirmesi,
c) Konuşma veya çocuk doğurma yeteneğinin kaybı,
d) Sürekli yüz değişikliği,
e) Gebe kadına karşı düşük yapılması,
Sebep olduğu takdirde yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza bir kat artırılır (TCK md.95/2).
İşkence fiillerinin vücutta kemik kırılmasına neden olması halinde, kırığın yaşam fonksiyonlarına etkisine göre sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası verilir (TCK m.95/3).
Ölüm işkence sonucu gerçekleşmişse ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir (TCK 94/4).
Adli Para Cezasına Dönüştürme, HAGB ve Erteleme
Adli para cezası, işlenen bir suç nedeniyle tek başına veya hapis cezasıyla birlikte uygulanabilen bir yaptırım türüdür. İşkence suçundan verilen hapis cezaları adlî para cezasına çevrilemez.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, sanığa verilen cezanın belirli bir denetim süresi içinde sonuç vermemesi ve denetim süresi içinde belirli şartların yerine getirilmesi halinde yürütmenin durdurulması kararının kaldırılmasına karar verilmesi halinde davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. ceza kararının herhangi bir sonucu olmaksızın. İşkence suçundan verilen hapis cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının ertelenmesi (hagb) mümkün değildir.
Cezanın ertelenmesi, cezaevinde mahkeme tarafından belirlenen cezanın infazından şartlı olarak vazgeçilmesidir. Erteleme hükümlerinin işkence suçundan hapis cezasına uygulanması mümkün değildir.
Suçun Şikayet Süresi ve Zamanaşımı
İşkence suçu şikâyete tabi suçlar arasında yer almadığı için şikâyet süresi yoktur. İddia makamı, işkence suçunun işlendiğini öğrenir öğrenmez kendiliğinden soruşturma başlatmalıdır. Şikayetin geri alınması, ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz.
İşkence suçunda zamanaşımı uygulanmaz (TCK 94/6). Zamanaşımı, suçun işlenmesinin üzerinden belirli bir süre geçmesine rağmen dava açılmaması veya davanın süresi içinde sonuçlanmaması halinde ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. yasal süre sınırı. Ancak işkence suçunun zamanaşımına uğramamış olması nedeniyle, suçun üzerinden ne kadar zaman geçmiş olursa olsun yine de soruşturma açılabilmektedir.
İşkence Suçu: Görevli Mahkeme
İşkence suçunun kovuşturulması görevi ağır ceza mahkemesi tarafından yerine getirilmektedir.
AVUKAT DESTEĞİ
Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.