Atom Enerjisi ile Patlamaya Sebebiyet Verme Suçu
Atom enerjisi ile patlamaya sebebiyet verme suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 173. maddesinde düzenlenen bir teklike suçudur. Bu suç, atom enerjisini serbest bırakarak bir patlamaya ve bu suretle bir başkasının hayatı, sağlığı veya malvarlığı hakkında önemli ölçüde tehlikeye sebebiyet veren kişi veya kişileri cezalandırmayı amaçlar.
Bu suçun oluşması için, patlamanın atom enerjisi ile ilgili olması gerekir. Atom enerjisi, çekirdek reaksiyonları sonucunda açığa çıkan enerjidir. Çekirdek reaksiyonları ise atom çekirdeğinin bölünmesi veya birleşmesi ile gerçekleşen fiziksel olaylardır. Bu olaylar sırasında çok büyük miktarda enerji açığa çıkar ve bu enerji patlamalara neden olabilir.
Bu suçun faili, patlamayı gerçekleştiren veya gerçekleştirilmesine yardım eden kişi olabilir. Bu suçun cezasının alt sınırı 5 yıl olup üst sırını ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır. Bu suçun işlenmesi halinde, patlamaya sebebiyet veren kişi veya kişilerin yanı sıra, bu suça iştirak eden veya yardım eden kişiler de cezalandırılır. Bu suçun işlenmesi için patlamanın gerçekleşmesi şart değildir. Patlamaya sebebiyet verecek nitelikte bir eylemde bulunmak da bu suçun unsurlarını oluşturur. Failin kastının bulunması gerekmez taksir ile de işlenebilen bir suç olup taksirli halinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Kast, bir fiilin sonucunu öngörerek ve isteyerek gerçekleştirmektir. Failin patlamayı öngörmesi ve istemesi halinde kastlı olarak hareket etmiş sayılır.
Atom enerjisi ile patlamaya sebebiyet verme suçu, Türkiye’nin taraf olduğu Nükleer Terörizmin Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşme kapsamında da uluslararası bir suç olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, bu suçu işleyen kişilerin Türkiye dışında yakalanması halinde de Türkiye’ye iade edilmesi mümkündür. Atom enerjisi ile patlamaya sebebiyet verme suçu, hem insan hayatını hem de çevreyi ciddi şekilde tehlikeye atan bir suçtur. Bu suçun önlenmesi için devletin ve vatandaşların gerekli tedbirleri alması ve işbirliği yapması gerekmektedir.
Ceza hukuku ile ilgili daha fazla yazımızı okumak için bu bağlantıya tıklayabilirsiniz.
Gizlilik
Avukatlık mesleğinin en önemli etik ilkelerinden biri gizlilik olup, hukuk büromuz; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile belirlenen gizlilik ve sır saklama ilkesini büyük bir özen ve hassasiyet göstererek uygulamaktadır. Bununla beraber ofisimiz, müvekkillere ait bilgi, belge ve verileri sır tutma yükümlülüğü ve veri sorumluluğu kapsamında gizli tutmakta, üçüncü kişilerle ve kurumlarla hiçbir durumda ve hiçbir şekilde paylaşmamaktadır. Bu bağlamda ofisimiz, dava dosyaları ile ilgili sır saklama yükümlülüğüne uyulacağını yazılı olarak da ilke edinmiştir.